Monday, October 26, 2009

hep canlısını mı koyucaz canım?


en sonunda neues museum biletlerimizin vakti geldi ve dünyanın en eski insanlarını görmeye gittik. ne yalan söyliyim kendilerini çok iyi görmedim
kolunda bilezikler oy oy


richard denen kaplumbağamız aklıma geldi


uyarmaya yer alıyolar


bu böyle bi 45bin yıllık mıydı bişeydi

bu heralde yemek yerken gitti


bu konuda söyliycek alaycı bişeylerim yok.

nefertiti hanımkızımız. pek hanımdır.




richard gere alınmasın ama war gear hastasıyım


bi takım mistik işler ama şimdi anlatması uzun

aslında gün gayet normal başlamıştı. duyguyla alexander platz'ta bisikletlere atlayıp sony center'ın içinde bizim gibi gece yaşayanlar için 2ye kadar kahvaltı sunan kangurulu cafeye gidicektik. ancak brandenburger tor'un ordan sonra kendimizi aniden victoria heykeline doğru pedal çevirirken bulduk. yolda otto'ya rastladık. sonunda kendisine en sevdiğim tarihi kimselerden olduğunu ve kendisini ne kadar takdir etsem az olacağını söyleme fırsatı buldum.


bisikletin tepesinden tor'un devamı
victoria heykeline de çıkılıyomuş.


bisikletin tepesinden tiergarten

bu da bu gecenin pozu. skype üstünden manitayla seinfeld seyretme sistemi bulundu. bakın ortadaki bizim orta sehpa
(bazen fotoğraf çekmek screenshot almaktan daha kolay)




takdir edersiniz ki bi günde neues museum gezmek olanaksız. hele ki benim gibi oracıkta latince söktürmeye çalışıyosanız. firavunlar falan bi dahaki sefere.

No comments:

Post a Comment